İdrar Kaçırma Problemleri

Kadınlarda idrar tutamama durumu nasıl oluşur? İdrar kaçırma hastalık mıdır? Özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan ‘idrar kaçırma’ sorunu kadınların sosyal hayatlarını olumsuz etkiler. Öksürürken, hapşırırken, hatta gülerken idrar kaçıran kadınlar psikolojik sorunlar yaşamaktadır.

İdrar kesesi, böbrekler tarafından üretilen idrarın biriktiği ve tuvalete gidilmesi uygun olan bir zamana kadar saklandığı bir organdır.
Menopozda idrar kaçırma sorunu bu dönemin en rahatsız edici sorunlarındandır. Bu sorun, günlük işleri yaparken, güler­ken, öksürürken, yürürken, egzersiz yaparken, oturur veya yatar durumdan ayağı kalkarken idrar kaçırma şeklinde görülebilir. Diğer bir idrar kaçırma tipi de, tuvalete yetişememe şeklindedir.
Hangi durumlarda görülür?
İdrar kaçırma sorunu; aşırı ve zor doğum yapmış, daha önce cerrahi işlem görmüş, menopoz döneminde bel fıtığı gibi omurilik sorunları yaşayan her 10 ka­dından 8′inde görülür. İdrar kaçırmanın asıl nedeni, leğen ke­miğinin tabanında yerleşmiş kasların ya da mesane boşalmasını kontrol eden kasların zayıflamasıdır. Kısaca tedavi seçenekleri üzerinde duralım: İlaç tedavisi, davranış ve kas tedavisi, cerrahi müdahale başlıca tedavi seçe­nekleridir.

Günümüzde daha az keşi ile yapılan bazı operasyon teknik­leri ile idrar kaçırma sorunları kolaylıkla çözülebilir. Ortalama 30-40 dakika süren bu operasyonlar, lokal ya da spinal, yani bel bölgesine şırınga ile verilen anestezi ile yapılır, hastanın şuuru açıktır, ancak herhangi bir veya ağrı duymaz. Hasta, aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir. Operasyon sonrasında ağrı, kanama, kaşıntı, kabızlık ya da oturamama gibi sorunlar ortaya çıkmaz. Uzun süreli hasta takip sonuçlan, yüzde 100′e varacak şekilde başarılıdır.

İdrar Kaçırma Sorunları Nasıl Oluşur?

İdrar kaçırma sorunları, çoğunlukla orta yaşta görülen bu sorun, bazen zor doğum yapmış vajinada yırtıklar olmuş, pelvis tabanı yırtılmış genç kadınlarda da görülebilir. Hafif, orta ve şiddetli olarak üç şekilde görülebilir.

Hafif İdrar Kaçırma;

Öksürme, hapşırma, gülme ve ıkınma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülür.

Orta derecede merdiven çıkma, yürüme ve ayağa kalkma gibi durumlarda ortaya çıkabilir. İleri derecede ise seyrek de olsa ayaktayken bile eforsuz idrar kaçırma vardır.

Şikayetin derecesine göre tedavi planlanır. Örneğin, hafif idrar kaçırma vakalarında önce mesane ve pelvis tabanı egzersizleri ile adalelerin ve sfinkterin güçlendirilmesine çalışılır.

Vajina duvarının ön ve arkada ileri derecede sarkmış olması, beraberinde rahimin de sarkmasına sebep olmuşsa ameliyat kaçınılmazdır. Ameliyat vajinal yoldan yapılabildiği gibi abdomiral yoldan (karından) da yapılabilir.

Menopozdan sonra başlangıçta hafif olan idrar kaçırma şikayetleri ostrojen hormonunun azalmasıyla birlikte gittikçe artar. Bu tür hastalarda tedaviye ostrojen hormonunu da ilave etmek gerekebilir.

İdrar kaçırma bir sağlık sorunu olduğu gibi sosyal yaşamı kısıtlayan bir sorundur.

Aynı zamanda sürekli ped kullanmak, beklenmedik anda meydana gelen ıslaklıktan utanmak ve idrar kokusu kadınları sosyal ve psikolojik açıdan da zor duruma sokar. Sürekli kullanılan pedler, tahrişe neden olup pişikler oluşmasına yol açar. Ped kullanma zorunluluğu kıyafet seçmekte sorun yaratabilir.

İdrar kaçırma korkusu cinsel hayatı etkileyebilir. İster vajinal yolla olsun, ister batından yapılsın idrar kaçırma ameliyatlarının yüzde 30 kadar nüks veya başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali vardır.

Genellikle bu tür şikayetlerin oluşmasında vajinal yolla yapılan doğumlar nedeniyle pelvis tabanının esnekliğini keybetmesi sebep olarak gösterilmekteydi. Fakat yapılan araştırmalar, sezeryanla doğum yapanlarda da yaşlılıkta, perine tabanının gevşemesi ve idrar tutamama şikayetlerinin olduğunu göstermiştir. Koruyucu olarak genç yaşlardan itibaren düzenli olarak egzersiz yapmak ve pelvis tabanını güçlendirmek ve gerekirse yaşlılıkta östrojen kullanmak genellikle iyi sonuç vermektedir.

Kadınlarda idrar kaçırma sanıldığından daha fazladır. Fakat genellikle yaşlılar utandıkları için bu sorunu yakınlarından gizlerler ve meseleyi kendi kendilerine halletmeye çalışırlar.

Gençlerde ise hafif idrar kaçırma çok sık olmadığı takdirde üzerinde durulması gerekmeyen ve doktora gitmeye lüzum görülmeyen bir sorun olarak algılanır.

Halbuki, baştan itibaren alınacak önlemlerle yaşlılıkta sorunun daha da büyümesi önlenmiş olacaktır. Başlangıçta ufak bir operasyonla düzeltilebilecek olan durum, daha sonra daha büyük bir operasyonla rahim alınmasına kadar varan durumlara yol açabilir.

Vajinal yoldan yapılan ameliyatlar bir sağlık sorununa çözüm getirirken aynı zamanda doğumlarla oluşan yırtıklar ve şekil bozukluklarını da düzelterek estetik bir çözümü de beraberinde getirmektedir. Bu şekilde doğumlar, zorlanmalar ve doku esnekliğinin kaybolması sebebiyle oluşan şekil bozuklukları da aynı operasyonla düzeltilebilmektedir.
STRES İNKONTİNENS VE SEBEPLERİ

Burada kullanılan stres kelimesi ruhsal bir durumu değil fiziksel zorlanmayı ifade etmektedir.Olağan günlük aktivitelerle idrar kaçırma meydana gelir.Bu aktiviteler :Pazar filesi kaldırma,öksürme,gülme veya otururken ayağa kalkma veya merdiven çıkma gibi aktivitelerdir.İdrar sızıntısı kısa süreliğine ve birkaç damla olarak ortaya çıkabilir.

Bu tür hastalarda pelvik döşeme kaslarında zafiyet mevcuttur.Bu kaslar mesane boynunu ve uretrayı desteklerler.Hamilelik,doğum ve geçirilen ameliyatlar sonucu bu yapılar gevşeyebilir.

Destek yapının gevşemesi sonucu mesane boynu ve uretra fiziksel zorlanmayla aşağı doğru kayar.Bu durum mesane boynu ve uretrada açılmaya ve idrar kaçırmaya sebep olur.Bu anatomik bozukluğa tıp dilinde uretral hipermobilite denmektedir.Kadınlarda idrar kaçırmanın en sık rastlanan sebebidir.

Stres inkontinensin diğer bir sebebi uretranın zayıflamış büzgeç kaslarıdır.Uretra iç boşluğu zayıflığa bağlı olarak tam kapanamaz.Bu durum tıp dilinde intrinsik sfinkter yetmezliği (iç büzgeç yetmezliği) olarak adlandırılır.

İç büzgeç yetmezliği(İBY) uretral hipermobiliteye göre çok daha nadir görülür.Bazı hastalarda her iki faktör birlikte rol oynar.

İdrar kaçırma ile beraber görülebilen diğer bir durum pelvik organ prolapsıdır.Prolaps, yerinden kayarak vücut dışına sarkmayı ifade eden bir kelimedir.
Burada idrar kesesinin sarkarak rahim ağzında çıkıntı yapma durumu söz konusudur.Bazen iç kadınlık organlarının bir kısmı mesaneyle birlikte sarkma gösterir.Bu hastalarda rahimde rahatsızlık hissi ve rahim ağzından dışarı balonlaşma yakınması mevcuttur.
DİĞER İNKONTİNENS TİPLERİ

Bir çok kadında fiziksel zorlanma ile idrar kaçırma yanında başka belirtiler de mevcuttur.Bu melirtiler başka tür bir inkontinense işaret edebilir.Örneğin acil sıkışma kaçırması (urgency) gözlenebilir.Bu tipte kişi ani ve güçlü idrar sıkışması hisseder ve tuvalete yetişemeden idrar kaçırır.

Burada sebep idrar kesesinin aşırı hassas ve aktif olmasıdır.Kişinin isteğinden bağımsız olarak kasılır.Acil sıkışma kaçırması ile stres inkontinensin birlikte ortaya çıktığı olgulardaki duruma karışık tip inkontinens denir.Stres inkontines ameliyatla,acil sıkışma inkontinensi ise ilaçlarla veya başka tip ameliyat dışı yöntemlerle tedavi edilir.

Bir diğer kaçırma tipi taşma inkontinensidir. Burada kaçırma sık aralıklarla ortaya çıkan damlama şeklindedir.İdrar akım hızı düşüktür ve idarar kesesi tam boşalmaz.

Bu tip kaçırmada sebep olarak idrar kesesinin kasılma yeteneğini yitirmiş olması karşımıza çıkar.İdrar kesesi kaslarına giden sinirlerde harabiyet sonucu oluşabilir.
İDRAR KAÇIRMADA TANI YÖNTEMLERİ

Tıbbi geçmişle ilgili ayrıntılı sorgulama tanının ilk basamağıdır.Doğum ve düşükler, geçirilmiş hastalıklar ,kullanılan ilaçlar ve geçirilmiş ameliyatlar kaydedilir.

İdrar kaçırmanın günlük yaşantıyı nasıl etkilediği sorgulanır ve bu konuda hastadan içtiği su miktarını,kaçırma zamanı ve miktarını günlük olarak kaydetmesi istenir(kaçırma günlüğü).

Tam idrar tahlili ve gerekirse idrar kültürü yapılarak idrar yolu infeksiyonu araştırılır.

Fizik muayenede rahim ve makat bölgesi incelenir.Sinirsel yapıların sağlamlığı ve anatomik yapı ortaya konur.

Muayenenin önemli amacı idrar kaçırmanın gözlemlenmesidir.Alt idrar yoluna ince bir tüp konarak idrar kesesi belli bir hızda serum verilerek doldurulur.Mesane dolunca tüp çıkarılır.Hastaya fiziksel stres manevrası yaptırılır(öksürme,ıkınma).Bu sırada idrar kaçırma miktarı ve süresi gözlemlenir.Öksürme ardından idrar kaçırmanın uzun süre durdurularak devam etmesi idrar kesesinin istemsiz kasıldığını gösterir(acil sıkışma tipi inkontinens)

Bu muayene esnasında mesane içi ve alt idrar yolundaki basınç değişimlerinin özel cihazlarla ölçülmesine ürodinami testi denir.
Bu testle hangi durumlarda kaçırma olduğu ve bu esnada mesanede ne cevap oluştuğu ortaya konur.
Tanısal testler sonucu uretral hipermobilite ve intrinsik sfinkter yetmezliğinin ne oranda kaçırmadan sorumlu olduğu anlaşılır.Bu bilgi cerrahi yöntemin seçiminde önem taşır. Ayrıca acil sıkışma tipi kaçırmanın olup olmadığı ve varsa uygulanacak ek tedavi yöntemleri belirlenir.
İDRAR KAÇIRMADA CERRAHİ TEDAVİ

Uretral hipermobilite nedeniyle oluşan idrar kaçırmalarını tedavi etmek için birçok cerrahi yöntem geliştirilmiştir.Bu yöntemlerin hepsinde uretra ve mesane boynu gereken şekilde desteklenerek fiziksel zorlanma esnasında idrar kaçırma önlenmeye çalışılır.Bu amaçla kullanılan her yöntemin kendine göre bazı değişik teknik özellikleri vardır.

Bu amaçla kullanılan yöntemler üç ana kategoriye ayrılabilir.Bunlar:retropubik suspansiyonlar,transvajinal suspansiyonlar ve sling prosedürleridir.Her kategorinin kendi içinde ufak farklılıklar taşıyan ayrı teknikleri vardır;fakat hepsi temel olarak benzer özelliklere sahiptir.

Stres inkontinens tamamen veya kısmen inntrensek sfinkter yetmezliğine bağlı geliştiyse ,sfinkterin normal fonksiyonunu ve uretra çeperininde uygun kapanmayı oluşturmak amaçtır.Bu amaçla kullanılan en etkili teknik askı(sling) tekniğidir.Retropubik suspansiyonlar ve transvaginal suspansiyonlar bu durumda iyi sonuç vermemektedir

İntrinsik sfinkter yetmezliğinde bir başka metod kolojen madde injeksiyonudur. Kollojen hayvanlarda kemik ve bağ dokulardan elde edilen bir maddedir. İnjeksiyon amaçlı olarak sığırdan elde edilerek saflaştırılan kollojen kullanılır.Bu madde idrar yolunun iç kısmına ,sfinkterik bölgeye yüzeyel olarak injekte edilir..İç kanalda doku tümseği oluşturulur.Bu tümsek idrar yolu iç çeperinin ,idrar tutarken daha iyi kapanmasın sağlar.

Kollojen lokal anestezi altında uygulanır.Uzun dönem yan etkileri bilinmemektedir.Ancak etkinliği zaman geçtikçe azalabilmektedir.İlk tedaviden birkaç yıl sonra tekrar injeksiyon gerekli olmaktadır.

Cerrahi yöntem seçilirken hastada hangi faktör veya faktörlerin rol oynadığı tam olarak ortaya konmalıdır.Hastanın kişisel tercihleri ve doktorun tecrübesi de yöntemin seçimine etki edebilir.Tanı esnasında ortaya çıkan ilave hastalıklarda seçilen yöntemi etkiler.

Cerrahi yöntemler sadece anatomik sarma zemininde gelişen stres inkontinensi tedavi eder.Birlikte mevcut olabilen acil sıkışma kaçırması durumuna etki etmez.